Gıdada bağımsızlık; Çiftçiye sahip çıkmakla başlayacak.

Dün yaptığımız yayın sonrasında tarafımıza gönderilen mesajlar ve gelen yorumlar sonrasında haberdar olduğumuz “Bazı Tarım Ürünlerinin İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulaması” hakkında karara ilişkin haberleri araştırdık ve teyit ettik. Evet, 14 Ağustos 2018 yani geçtiğimiz hafta, tam da A.B.D. menşeili bazı ürünlere boykot uygulamasının başladığı gün 750 bin ton Buğday, 700 bin ton Arpa, 700 bin ton Mısır ve 100 bin ton Pirinç için kontenjan ayrılmış ve Gümrük Vergisi oranı sıfıra indirilmiştir.

🔸Daha önce TMO yani Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ait Pirinç’in yurtdışından ithal edilmesini eleştirmiştik. Öyle ki, gerek kuruluş sebebi ve gerekse varoluş gerekçelerine bakıldığında Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yurtdışından ürün ithal etmek yerine, yurtiçinde çiftçilere destek vermesi temel görevleri arasında yer alıyor. Gümrük vergisini kaldıran söz konusu kararname bahsi geçen kontenjanları Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü’ne tahsis etmiştir.
🔸Bu durum üzerine; Hububat Üreticileri Sendikası’ndan yapılan açıklamada; “Çiftçiler 1,5 milyon hektar arazide belirlenen fiyatlar nedeniyle hububat ekiminden vazgeçti. Bu arazilerde 3 milyon ton arpa ve buğday üretilecek, ithalata gerek kalmayacaktı. Mısır ve pirinç hasadı yapılmadan bu kararın çıkması çiftçi aleyhinedir. Bu hamle ayrıca, çiftçiyi önümüzdeki sezonda üretimden vazgeçirecek, caydırıcı bir işlev görecektir.” Denildi.

Kararnamenin tamamını görmek için tıklayın

🔸Ortaya çıkan tabloda, tamamıyla bayrağımızın arkasında saf tuttuğumuz bu ekonomik savaşta; A.B.D. menşeili telefonların boykota uğradığı fakat A.B.D. menşeili mısır şurubunun, bademin, pirincin, cevizin ithalatına devam edildiği bir ortamdayız. A.B.D. haricinde de, market raflarında yerli üretimden ziyade, ithal ürünlerin çoğunlukta olduğu bir dönemdeyiz. Ortaya konan bu kararname de göstermektedir ki, devlet olarak bazı politikalarımızda ciddi hatalar ya da yanlışlar var. Bu politikalar sürdükçe milli kalkınma, yerli üretim ve dışa bağımlılık konusunda hedeflediğimizden çok uzaklarda kalmaya devam edeceğiz. Tüketici olarak, kendimizi her türlü siyasi etiketlemeden muaf tutarak bu konuyu gündeme getirmeyi ve bu kararnamenin gerekçeleri hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekliliğini vurgulamayı bir borç bildiğimizi söylemek isteriz. #NeYediğiniziBilin