Gündem Özel

Et ve Süt Kurumu’nun açıklamasındaki detaylar ve Şarbon Karantinası bölgesinden gelişmeler


Dün Ankara’da meydana gelen Şarbon Karantinası ile ilgili olarak bazı hususlara dikkat çekmek istiyoruz. İlk olarak, Şarbon hastalığını tanımak ve anlatmak gerekiyor. Şarbon, tüm omurgalı hayvanlarda görülebilen bulaşıcı ve öldürücü bir bakteriyel hastalıktır. Etkeni Bacillus Anthracis bakterisidir. Hastalık, bu bakterinin sindirim, solunum ya da deri yoluyla bulaşması sonucu ortaya çıkar. Hayvanlarda bulaşma genellikle hayvanın mikroplu alanlarda otlaması sonucunda gerçekleşir. Sığırlarda ve diğer omurgalılarda çok hızlı seyreden bu hastalık, hiçbir belirti göstermeden titreme, çırpınma sonucu ani ölüm meydana getirir. Bunun yanısıra, Şarbondan öldüğü anlaşılan hayvanlara otopsi yapılamaz.

🔸Şimdi uzman veterinerler tarafından derlenen bu bilgiler ışığında dün kurumun yaptığı açıklamaya bakalım. Et ve Süt Kurumu’nun açıklamasında; “Muayenesi yapılan hayvanlardan alınan numunelere yapılan analizlerin Şarbon yönünden pozitif çıktığı” ifade ediliyor. Bu da telef olan hayvanlar dışında hayvanlarda da Şarbon bakterisi olduğunu gösteriyor. Yani çiftlikteki şarbonlu hayvanlar sadece telef olan 50 adet hayvanla sınırlı değil.

🔸Bunun yanısıra yine Et ve Süt Kurumu açıklamasında; “Kesilen hayvanlara ait karkas etler Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü elemanları gözetiminde imha edilmiştir.” ifadesi yer almaktadır. Bu da şarbondan telef olan hayvanların değil, kesilmiş karkas etlerin şarbon şüphesiyle analize gönderildiğini gösteriyor. Yani, bu açıklamadan anlaşılan şu; Ankara Gölbaşı’ndaki işletmede önceki gün 50 tane hayvan telef oldu. Bu olay sonrasında işletme karantinaya alındı ve işletmede kesilmiş ve piyasaya sürülmek üzere hazırlanmış karkas etler de incelemeye alındı. Dün açıklamada bahsi geçen analizler bu etler üzerinde yapıldı ve Şarbon tespit edildi. Analiz sonrasında pozitif sonuç çıkınca piyasaya sürülmek üzere hazırlanan bu etler imha edildi. Bu yüzden de Et ve Süt Kurumu açıklamasında ısrarla; “Etler piyasaya sürülmemiştir.” İfadelerine yer verdi.

🔸Açıklamada ayrıca, “Geriye kalan hayvanların aşılama işlemi tamamlanmıştır.” denilmektedir. Uzman veteriner hekimlerin verdiği bilgiye göre, şarbon karantinası bölgelerinde 5 yıl boyunca aşılama düzenli olarak devam etmelidir. Dolayısıyla kurumun açıklamasında “tamamlanmıştır” ifadesi şüphe uyandırmaktadır. Öyle ki, söz konusu aşılama işlemi bir kez yapılacak ve tamamlanacak bir işlem olmayıp, aksine düzenli olarak bölgenin kontrol altında tutulması ve hayvanların aşılama işlemlerinin devam etmesi gerekmektedir.

🔸Bunun yanııra, Hürriyet gazetesinin akşamüstü yayına aldığı haber kapsamında bölgede yer alan besicilerden Gürol Yeşilada konuyla ilgili; “Hiç kimse uyarı yapmadı. Biz köy olarak tedirginiz. Sütçülük yapan insanlar var. Bununla geçimini sağlayanlar var. Hayvanları görüyorsunuz, toz duman içinde. Hayvanlarımıza aşı yapılmadı. Dün ilçe müdürlüğüne gidip, söyledim. ‘O çiftlik bitsin, geleceğiz’ diyorlar. Ama ne zaman? Bir insan ölünce mi gelecekler? Bir hayvanımız ölünce mi gelecekler? İnsanlara da belki bulaştı tozla. Bunun önlemini nasıl alacağız? Brezilya’dan getirilmiş hayvanlar. Güneşin altında, o tozun, güneşin altında hayvanlara da yazık. Kimse bir önlem almadı. Tedirginiz. Sonuç ne olacak, bilmiyoruz.” İfadelerini kullandı.

🔸Yine bölgede besicilik yapan Kenan Candemir ise; “Şarbon tehlikeli bir hastalık. Benim duyduğuma göre, Brezilya’dan 35 bin tane dana gelmiş. Ankara’nın ilçelerine dağıtılmış. Burada ise 4 bin tane var. Hep sıkıntı bizim için. Çok şükür, köyümüzde sıkıntı yok; ama çok sayıda hayvanımız var. Tedirginiz tabi. O sıkıntı hep bizim için. Et ve Süt Kurumu malını buraya koymuş. Gümrükten nasıl geçmiş bu şarbonlu hayvanlar?” diye konuştu.

🔸Bölgedeki bir diğer besici Savaş Özbakır ise; “Damızlık üreticilik yapıyorum. Böyle insanlar geliyor, bizi perişan ediyor; ekmeğimizle oynuyor. Arife günü bu işi yapmış olsalardı bizim sattığımız kurbanlar geri dönerdi. Niye? İnsanlar da haklı. Para veriyor, kurban kesiyor. Tedirginiz. Bayrama 10 gün kala buraya getirdiler ve çiftliği kurdular. Mersin Limanı’ndan geldiğinde zaten ölümler başlamıştı. Şu an 50 falan diyorlar ama 100’e yakın olması lazım ölümlerin. Bizim köylerimizde bir sıkıntı yok. Mersin Limanı’na gelirken bu hayvanlar şarbonlu çıkmış. Nasıl müsaade edilmiş? Bu yıl 30 dana sattım. Alıcılar haberlerden duyup, direkt bizi arıyorlar. ‘Sizin hayvanlarda da var mı bir şey? diyorlar. Bu besiciye ölüm” diye konuştu.

🔸Sözü uzatmayalım, tüm bu gelişmeler sonrasında yatıp kalkıp telef olan 50 tane büyükbaş hayvana dua edelim. Bu milleti büyük bir salgından kurtardılar. Onlar olmasaydı o etler belki de paketlenip piyasaya sürülecekti. Bölgedeki şarbon tehlikesinin de devam ettiğinin ve 5 yıl boyunca düzenli aşılama yapılması gerektiğinin altını çizelim. #NeYediğiniziBilin

 



Leave a Reply

Teknoloji Çözüm Ortağı: Vero Bilgi Teknolojileri