Gündem Özel

İskenderun’dan yine kötü kokular geliyor.


Geçtiğimiz yıl Brezilya’dan tartışmalı bir şekilde yola çıkan Nada gemisi, içerisindeki binlerce büyükbaş hayvanı İskenderun limanına taşımıştı. Bu süreçte hayvanların refahı ve sağlığı ile Türkiye’nin hayvan ithalatı meselesi çok konuşulmuştu. Sonrasında yine onlarca gemi yüzbinlerce hayvanı okyanus aşırı ülkelerden haftalar süren yolculuk sonrasında ülkemize getirdi. Tartışmalar sonuçsuz, sorular cevapsız kaldı. İthalat son hız devam etti. Ardından şarbon vakaları baş gösterdi, köyler karantinaya alındı. Fakat sistem bozulmadı, Brezilya başta olmak üzere birçok ülkeden ithal hayvanlar ülkemize girmeye devam etti. Sonrasında dalgalanan kurlar, dalgalı okyanuslardan ülkemize gelen hayvanların bu tartışmalı yolculuğunu kısa bir süre de olsa durdurdu.

Fakat Kurban Bayramı’nda ithal hayvan stoklarımız tükenmiş olacak ki; önceki günlerde gelen bir gemi ile “kötü kokular” yeniden gelmeye başladı. Bir takipçimizin uyarısıyla yaptığımız araştırma sonucunda geçtiğimiz yıl Brezilya’dan sağlıksız koşullarda getirdiği binlerce hayvan ile gündeme oturan NADA gemisinin önceki gün yine İskenderun limanına geldiğini tespit ettik.

Gerek yerel basında gerekse ulusal basında tek bir satır haberi olmayan bu olayın detaylarını araştırdık. Brezilya’nın Vila do Conde limanından 2 Ağustos’ta yola çıkan hayvan gemisi 20 günlük okyanus aşırı yolculuk sonrasında 22 Ağustos’ta İskenderun limanına vardı. Gemi 4 gün boyunca İskenderun’da binlerce hayvanı ülkemize soktuktan sonra dün itibariyle limandan ayrıldı. Limanda kaldığı süre göz önüne alındığında NADA ile ülkemize bir kez daha sağlıksız koşullarda binlerce ithal hayvan getirildiğini söyleyebiliriz. Fakat kimse hiçbir şey bilmiyor.

Kronikleşen ve gittikçe derinleşen hayvan ithalatı meselesinin ülkemizdeki hayvancılığa etkilerini tartışmak bir yana; bu ithalatlardan artık haberdar bile olamıyoruz. Ülkemize gelen hayvanlar birkaç hafta içinde “millileştiriliyor” ve artık ülkemize nereden girdiği belli olmayan ve tümü Menşei: Türkiye olan hayvanlara dönüşüyor. Millileşmenin bile endüstriyel sistem içinde itibarsızlaştırıldığı, yediğimiz etin nereden gelip nereye gittiğini öğrenediğimiz bir dönemdeyiz. Bu durumun tarım, hayvancılık, ekonomi ve gıda güvenliği boyutlarını tepeden tırnağa gözden geçirmeli, tüketicilerin doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesinden hayvanların refahının ve sağlığının düşünülmesine geniş bir perspektifte yeniden düşünmeliyiz. #NeYediğiniziBilin



Leave a Reply

Teknoloji Çözüm Ortağı: Vero Bilgi Teknolojileri