Gelelim okullardaki kantin denetimsizliğinin bir başka boyutuna. Kantinlerde bulunan mevzuata aykırı ürünlerin en büyük üreticisi konumundaki Ülker firmasının geçtiğimiz aylarda kantinleri nasıl doldurduğunu sizlerden gelen fotoğraflarla anbean göstermiştik. Aynı firmanın destekçisi olduğu Sabri Ülker Vakfı ise önceki günlerde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi ve Tıp doktorlarıyla sağlıkçılara “beslenme bilimi” eğitimi verdi. Yine aynı vakıf bu sıralarda bir “dengeli beslenme” sürecine girdi ve yurtdışından devşirdikleri bir kitabı birebir çevirerek sanki vakfın bilimsel çalışmalarının bir parçasıymış gibi piyasaya çıkarttı. Bu kitap aynı zamanda Ülker firmasının ürünleriyle dolu ve kasa altında çocuklara yönelik abur cuburların tuzaklandığı Şok marketlerde satışa çıkartıldı.

Kitabın fiyatı makul, fakat hala satılan gofretten çikolatadan daha ucuz değil. Öyle yaman bir çelişkiden bahsediyoruz ki; bir yandan çocukları obezite ve diyabete sürükleyen ürünleri üreten firma bir yandan da vakıf sayesinde adeta günah çıkartıyor. Çocukları bir yandan bu ürünlere alıştırırken, bir yandan da onlara dengeli beslenmeyi öğretiyor. Sonra çocuklar hastalandığında ya da öldüğünde suç onlara ve ailelerine kalıyor.

Söz konusu kitabın 3. Sayfasında “Sütlü Çikolata” reyonunda dilini dışarı çıkaran çocuğa babası “Sağlıklı olduğu sürece istediğin her şeyi alabilirsin” diyor, “O çikolatanın senin temel beslenmende yeri yok” diyemiyor. Dikkat çeken bir diğer noktaysa; kitabın Türkiye’deki telif haklarının da Sabri Ülker Vakfı’nda değil; yine Ülker firmasının reklam işlerini yapan Ali Atıf Bir’in sahibi olduğu Aabir Ltd. Şti. firmasında olduğudur. Söz konusu kitabın reklamlarını çekilişlerle ve vakfa methiyeler dizerek yapan sosyal medya annelerinin bahsetmediği bu detaylardan da bahsetmiş olalım. Öyle ki, kitapta yabancı yazarların adı kapakta yer almıyor ve kitap Sabri Ülker Vakfı tarafından hazırlanmış gibi lanse ediliyor. Ayrıca kitabın birebir çeviriden ibaret olduğunu ve orijinalinden farklı olarak ilave hiçbir bilgi -kasap reyonundaki “turkey” yani hindi yazısını “tavuk” olarak değiştirmişler – içermediğini söyleyelim.

Gelelim madalyonun diğer yüzüne; kantinlere bu ürünler yığılırken, faturalar, irsaliyeler kesilirken; ürünler rafları süslerken, firma ertelenecek genelgeleri bile haftalar öncesinden öğrenip “Logosuz ürünleri satabilirdiniz, hayırlı satışlar” derken devletin ilgili kurumları aynı firmanın vakfına okulları açıyor, okullarda Murat Ülker’in de iştirak ettiği eğitimler düzenleniyor. Sonra aynı çocuklar kantinlerde olmaması gereken bu firmanın ürünlerini 50 kuruşa satın alarak diyabet ve obeziteye doğru ilerliyor. Bunları yiyor musunuz? #ÇocuklarımızıYedirmeyeceğiz