Kim Üretiyor

Bizim yazdığına bakmayın, aslında bizim değil.


Hepimizi derinden yaralayan İzmir depremi ve sonrasında enkazdan gelen umut verici haberlerle ara verdiğimiz olağan yayın akışımıza bu akşam itibariyle geri dönüyoruz. Hatırlarsanız Ekim ayı son haftasında Fransa ve Suudi Arabistan’da ülkemizde üretilen yerli sermayeli firmalara karşı başlatılan boykot çağrılarına karşılık olarak; biz de yerli gibi görünen fakat arkasında yabancı ülke sermayelerinin olduğu çok bilindik markaları Kim Üretiyor etiketiyle sunmuştuk. Bu paylaşımlar boykot çağrıları üzerine yayınlanınca sanki bunları ilk kez yayınlıyormuşuz veya boykot sürecine destek oluyormuşuz gibi bir algı oluşmuştu. Tüm sağduyu çağrılarımıza, sorumluluğumuz gereği titizlikle kurulan cümlelerimize ve boykota bırakın daveti, boykotun bu firmalarda istihdam edilen vatandaşlara zarar vereceğine dair hassas ifadelerimize rağmen paylaşımlar kısıtlı bir zümre tarafından farklı yerlere çekildi. Biz bugün de boykot çağrılarından bağımsız olarak yerli gibi görünen hatta “bizim” gibi görünen fakat aslında arkasındaki sermaye açısından bakıldığında “bizim” olmayan iki markadan bahsedeceğiz.

Bunlardan biri; diğer birkaç örnekte olduğu gibi yine Ülker tarafından kurulan fakat 2010’lu yıllarda satış yapılarak yabancı sermayeye geçen Bizim Mutfak markası. İsmiyle, üretimleriyle ve ürün gamıyla halen yerli bir marka algısı oluşturan Bizim Mutfak ürünlerinde kendilerini MSG’nin mucidi olarak konumlandıran Japon çeşni firması Ajinomoto imzası bulunuyor. Ajinomoto imzası tabi ürünlerdeki MSG kullanımını da beraberinde getiriyor. Bizim Mutfak firması 2016 yılında 220 milyon lira karşılığında Ülker tarafından satılmıştı. Bizim Mutfak markasıyla hazır çorba, bulyon, ketçap, mayonez, makarna, kabartma tozu, vanilin, pudra şekeri, un ve bakliyat gibi ürünler üretiliyor.

Diğer bir yerli gibi görünen fakat yine Japon sermayesiyle yönetilen marka da Kemal Kükrer. Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü markalarından biri olan Kemal Kükrer’in Japon sermayesine geçişi de 2013-2017 yılları arasında oldu. 2013 yılında Kükre Gıda’nın %50 hissesini satın alan Ajinomoto, 2017 yılında yatırımlarını arttırma kararı alarak Gülel Ailesi’nden firmanın tamamını satın aldı ve Kemal Kükrer markası Japon sermayesine geçmiş oldu. 1915 yılında Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde bir bodrum katta meşe ağacından özel olarak yapılmış iki adet fıçıyla başlayan üzüm sirkesi serüveni de böylelikle monosodyum glutamatın mucidinin ellerine teslim edildi.

Elbette bu firmalar halen Türkiye’de üretim yapıyor, fabrikalarıyla, çalışanlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne vergi ödüyor, katma değer sağlıyor. Fakat vurgulamak gerekiyor ki, iş sadece vergi ödemek, maaş vermek, işçi çalıştırmakla kalmıyor. Bugün dünyada sözü geçen ülkelerin dünyaca bilinen köklü markaları 1-2 günde kurulmuyor. Kültürüyle, geçmişiyle, üretimleriyle bir bütün olarak ülkesine değer katan markalarımızı bir bir yabancı sermayeye aktarmak ilerleyen süreçte ellerimizin boş kalmasına sebep olabilir. Tabii bu durumun altında yatan ekonomik süreçleri de enine boyuna düşünmek ve bu markalara sahip çıkmanın bir yolunu bulmak hepimizin ortak derdi olmalıdır. Global firmalarına satılan değil, global firmalarla yarışan markalara sahip olmak ümidiyle… #NeYediğiniziBilin



Comments are Closed

Teknoloji Çözüm Ortağı: Vero Bilgi Teknolojileri