Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde bir düğünde davetliler için ikram edilen tavuk ve pilav zehirlenmeye sebep oldu! İkram edilen tavuklu pilavdan yiyen 22 davetli, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve halsizlik gibi şikayetlerle hastaneye başvurmak zorunda kaldı. Gıda zehirlenmesi şüphesiyle acil servislere başvuranlar arasında hayati bir durumu olan kimse bulunmadığı belirtiliyor.
Olay sonrasında düğünde ikram edilen tavuk ve pilavdan numune alan Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri aldıkları numuneleri laboratuvara gönderilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldığı duyuruldu. Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, her zamanki gibi toplu yemeklerde hijyen kurallarına "azami dikkat" gösterilmesi gerektiğini vurgulayan açıklamalar yapsa da, bu tür olayların ardı arkasının kesilmemesi, bu uyarıların ne kadar havada kaldığını ve denetimlerin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ülkemizde sürekli olarak yaşanan bu olay bir kez daha tavuk pilav yemeğinin risklerini hatırlattı. Uygun şartlarda hazırlanmayan veya muhafaza edilmemiş olan tavuk pilav yemeğinde aslında kaşıkladığımız her lokmada, Salmonella, Campylobacter, Staphylococcus aureus ve Clostridium perfringens gibi adeta birer biyolojik silah gibi çalışan bakterilerin gizleniyor olabilir. Bu zehir saçan bakterilerin bu yemeklerde bulunma sebebi ise; yetersiz pişirme, çiğ etle pişmiş yemekte meydana gelebilecek çapraz bulaşma veya uygunsuz şartlarda saatlerce bekletilmesi olabilir. İşte bu basit ihmaller maalesef mesele tavuk olduğunda onlarca kişiyi zehirleyebilecek bir tehdide dönüşebiliyor.

Bu olası tehdide karşı yemeğin hazırlandığı ortamda ve yemeği hazırlayanlar tarafından alınması gereken tedbirler ise belli. İlk olarak tavuk etini en az 74°C iç sıcaklığa ulaşana kadar pişirmek gerekirken, çiğ ve pişmiş ürünleri ayrı tutmak, buzdolabını 4°C'nin altında tutmak ve pişmiş yemeği oda sıcaklığında iki saatten fazla bekletmemek gibi kurallar zehirlenmelerin önüne kolaylıkla geçebiliyor. Ancak ne yazık ki, bu hayati önemdeki basit önlemler, çoğu zaman "bir şey olmaz" mantığıyla, kar hırsıyla veya bilgisizlikle hiçe sayılıyor. Sonuç olarak göre göre gelen zehirlenmeler, hastanelik olan insanlar ve en güzel anıların yerini alan acı hatıralar alıyor.